>Elektronmaşina—Serial 11

4 Comments

>

ELEKTRONMAŞİNA——————————-dR.Warp Bildiriyor.
Halet-i ruhiyetimiz ve dahası vaziyetimiz, karamsarlığın bizlerin peşine takılmış bir sabitlik haline dönüştürüldüğü günlerden geçiyoruz. Enikonu darlaşan, kelimelerin izahatına sığınılmasına gerek dahi bırakmayacak gerçek görüngüler hayatımıza ortak yollara çıkmakta. Deneysel bir güncenin tasvirinden, yüzdeyüzdoğal olana doğru yol alıyoruz. Kapasite dediğimiz ve kendi kendimize kotardığımız bilgi dağarcıkları ile bu çelişkilerden kurtulabilmek için de şansımız ve süremiz giderek daralıyor. Her yeni dönemeçte olduğu gibi , bahar adı koyulamamış bu heyhulaları aşabilmemiz için bizlere bir fırsat teşkil etsin, yön göstersin. Kutular açıldığında 1 Nisan şakamız olsun, kalsın.

“Bu birbiri içerisinde çelişen ve çelişmeye de devam ettikçe hayatı içinden çıkılması zor bir sarmal haline dönüştüren açılımların arasında bir nebze olsun nefes alabilmemizi olası kılabilecek bir sunumu gerçekleştiren “müzik” bizim bu satırlar içerisinde temel çözücümüz. Kelime dağarcığımız, hiç belli edilmemiş bir resmin yansıması, bir sonra çıkacak karedeki çözümleme aracımız.Elektronmaşina burada bir aracı olmaktan gurur duyarak sizleri selam eder.Sözel inceleme kısımlarının yanı sıra, listeleme metodu ile de merak uyandırabilecek parçalar için küçük bir takip listesi sizlerle olacak. Elektronmaşina, müziği var edilir, yaşanılır bir forma kavuşturmaya devam edecek. Her daim desturumuz olan söz öbeği ile sizleri yazıların içeriğine bırakalım. İyi Okumalar”

“Elektronik müziğin asallığında, aslında her daim bizlerle olmuş müzikal disiplinlerden seçkiler, derleme listeler, farklılığın sadece albüm kapaklarının renklerinde olmadığına biat etmiş müziğin gerçek emektarlarından bir kaç örnek, isabet ettirebildiğimiz gerçekliğimizin yansımaları… sözü fazla uzatmadan…notalar sizlerle olsun. Müzik sadece Play, Pause, Stop değildir….Müziğinize sahip çıkın…”

Maşina Ayın Albümü
Zi Punt – Nudge Nudge (Elec-Trip Records)

İstanbul’un modern, alternatif, elektronik aksamlar ile bağlantılı müziğinden bir yapı oluşturmak, dinleyicilerle paylaşmak konusunda çabalayan etiketlerden birisi Elec-Trip Records. Etiketin temellerinin atılmasından bu yana yayınladığı ve/veya üzerinde çalıştığı her proje ile adından ve müziğinden söz ettiren, alternatif müzikteki sayılı prodüktörlerimizden birisi olan Oğuz Kaplangı Uğurcan Sezen ile beraber geliştirdiği, Reuben De Latour ve Chi K.’nın da katılımlarıyla gelişen Zi Punt projesi ve ilk kayıtları “Nudge Nudge” ile Elektronmaşina’da ayın albümü olarak sizlerle paylaşıyoruz.

Zi Punt adını, İstanbul Calling serisi içerisinde, etnik öğelerden beslenen elektronika tınıları ile donanmış kayıtlar ile ilk tanışlıklığımız gerçekleştirmiştik. Oğuz Kaplangı’nın Uğurcan Sezen ile temellerini attığı Chi K’nın vokalleri ile tümlenen “elektronika” vs “sufidelic” ses eriminin İstanbul Calling içerisinde karşımıza çıkan örneklerinden , daha organik ses elementleri barındıran ve şehrin şimdilerinin müziğinde dönüşümünü barındıran bir yön değişikliği olduğunu belirtmeliyiz. İşin mutfak (prodüksiyon) kısmında yer alan Sezen’in yanı sıra gruba İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nin eğitmen kadrosunda yer alan Reuben De Latour’un aka Orange in Ocak ayında projeye dahil olması ile “Zi Punt”un kadrosu da şekillenir.

Canlı performansa son derece uygun yatay geçişleri ile tek bir türe bağımlı kalmadan “eğlenceli” bir kurgu “Nudge Nudge” da kulağımıza çalınmakta.Albümün de açılış parçası olan, türdeşi olduğu pek çok batıcıl örneğinden daha fazlasını barındıran, isminde olduğu gibi “dürtüp” uyandıran “Nudge” ile dinlence başlıyor. Keskin hatlarla örülü, elektro gitar’ın synth’ler ile dönüştürülmesini betimleyen, doygun ritim coşkunluğuna sahip diskoesk kurgunun temsilcisi “Majestic Bear”, albümün gizli çıkış parçalarından birisi olan boogie elektro ritimlerin, gitar tonları ve türlü çeşit ses örneklemi ile toparlandığı, Miami Vice’ın 2000’li yıllara uzanmış haline düşündürten “Sleepless”, uykusuzluğa ironik bir dille çözüm önerilerini beraberide dillendiriyor.

Breakbeat’in son birkaç sene içerisindeki müzikal değişimine paralel bir çizgiyi mimleyen, vokoder ile değişime tabii tutulmuş vokallerin “Haçienda”yı ayağınıza kadar getiren örneği “Any Old Way”, Italo Disko’nun şaşâsını ara pasajlar ile kurguya dahil eden, gitarın tüm haşmeti ile elektro sınırlarına taşıyan, şöhretle dolu dolu yılların harcanmasının ardından bir durum muhasebesi yapmaktan bile çekinenlere ithaf edilmiş “Burn”, Justice”den devir alınan, temponun iyice coşkun bir hal aldığı, dans etmenin ise farz kılındığı bir parça olan “Zift Phunk”ilk elde öne çıkan çalışmalar oluyor. Sözün özü, yerli üretimlerin giderek daha çok sesini yükselttiği bir dönemde, alternatifi arayanlar için deneyimlenmesi gereken bir müzikal çeşitlilik. “Zi Punt”un bir “ritüel” olarak müziğin farklı cephelerinden toparladığı seslere kulak verin, eminiz pişman olmayacaksınız…

Maşina Ayın Kırkbeşliği
Various Artists – 4th Bouquet (Styrx Leaves) (strx leaves 04)

Çoğulcu yapılandırmalara imkanı, deneysel kurgunun hemen hemen her alanından bir seçkiyi üretilmiş olan müziğin içerisinde vurgulamaya imkan tanıyan bir tür minimal techno. Dans öğesi bütününde farklı çağrışımları beraberinde getiren bir yapılandırmayı dinleyicilerle paylaşmakta. Her ne kadar form olarak uzunca bir süredir tüketim alanında dahil olsa da, bir çok eleştirmene göre artık kabak tadı veren aynı yüklemli, ses kesitli ve bir örnekleşme ile kendini tekrara düşüren bir disiplin olarak lanse edilmiş olsa da (keza pek çok kayıt bu sözleri teyit edercesine vasata dahi ulaşamadan silinip gidiyor) minimal techno kurgusunda alternatifleri üretmeye devam ediyor. Yeni önermeler ile değişkenliği kuvvetle muhtemel deneysel yapılandırmalara daha çok sırtını vererek, kısacası dönüşüme kapısını hala aralık tutarak.

Bu geliştirme ve üretim şablonu içerisinde alternatifi kotarabilen, tekdüzeliğe en azından şu ana kadar yayınladığı çalışmalar ile kapalı olduğunu ilan etmiş bir etiket olan Sytrax Leaves, techno ile dub’ı, house ile ambient’ı kapsayan, değiştiren ve prodüktörlerin üretim yetilerini sergilemelerini kolaycıl kılan serbestlik ile arz-ı endam etmelerini sağlayan kayıtların mümessliği görevine toplama plakları serisinden “4th Bouquet” ile devam ediyor. Elektronmaşina içerisinde çeşitliliği sağlama çabamızda da bize büyük kolaylık sağlayan çalışma ile ilgili notlarımıza geçelim. “4th Bouquet”de Havantepe, Lawrence, Leftover ve Quantec’in son çalışmalarından birer örnek yer almakta. Havantepe, Sublime Porte etiketinin de kurucuları arasında yer alan, dub öğesinden beslenen, dans edilebilir olduğu kadar da dinlencelik işlerin altına imzasını atan yerli prödüktörlerimizden İsmail Genç’in projesi olduğunu belirtelim. Ambient katmanları, techno’nun alameti farikası olan kudretli bass yığınları ile bütünleyen “Air” ile çalışma açılıyor. Deep House ile kurguladığı yapılandırmaları ile Hamburg’un medarı iftiharı Lawrence, yönünü Chicago’ya döndürdüğü, eskileri de yâd etme şansı tanıdığı “Shipwrecked”, DeepChord ve Echospace’in çalışmalarında aşina olduğumuz karaltılı ses kurgusunu yakalamayı başarmış bir başka yeni isim olan Quantec’in minimal techno’ya ambient kolajlanırsa sorusunun yanıtı olan “Circular” ile tür ve tarzların keskin köşelerini kıran, deneyen ve ileten bir öncüllük sizlerin beğenisine sunuluyor.Maşina Ayın Sitesi
Bozuk Kaset

Dinlediğimiz çalışmalardan yapmış olduğumuz çıkarsamalar, hayatın daha kolay anlaşılır bir hale bürünmesine vesile olan bir aracı. Teknolojinin durdurulamaz bir ivme ile hızlandırılmış ilerici tavırlarına ve tüket tüket formülüne karşın, müzik ve hatırlattıkları hala elimizde bir şansın daha bulunduğunu gösteriyor. Sindirmiş olduğumuz ve içşelleştirdiğimiz çalışmalar kurguyu daha iyi anlayarak diğer dinleyicilerle paylaşabilmemizi kolaycıl kılmakta. Bu minvalde Elektronmaşina içerisinde sizlerle paylaşmak istediğimiz Bozuk Kaset güncesi de böylesi bir türetme ve şarkıların ardına bakabilmemizi sağlayan yorumları ile takip edilesi bir site olarak sizlerin beğenisine sunuyoruz.

“Radnor” ve “Selofan”’dan mülhem bir yazınsal türetme sitesi olarak tanımlayabileceğimiz Bozuk Kaset içerisinde keşfedilenler ile yâd edilenleri bir çatı altında okyabilmeniz mümkün. Alternatif / Indie müziklerinde seçkilerin anlaşılır bir dille, yeterli örnekleriyle paylaşımların yanı sıra, değerlendirmelerde daha çok gözden kaçmış alt okumalara kafa yoran, gerektiğinde ülkenin dinlediği ve benimsediği müziklere dair eleştirel makalelerle de karşılabileceğiniz bir seçki söz konusu. Tümden yargılamak yerine anlaşılır açılımlar ile örneklemeler ile ilginç detayları ortaya çıkarttıklarının da altını çizelim. Müziğin sağı solu olmadan en direkt açılımlarına dair önerilere meraklıysanız, kültürün kütür kütür tüketilmesinden uzak bir anlayışa sahipseniz, Bozuk Kaset ayarlarınızı düzeltmeye hazır ve nazır…

Maşina TamPUAN
Aylık olarak Elektron Maşina’nın gözde isimleri, takipçisi olunan dj’lerden seçkiler.. en çok dinlediklerimizden örneklerHercules & Love Affair (DFA) – Chart For Groove Magazine

1. Ferrara-Love Attack (Ariola)
2. Bam Bam-Where Is Your Child (Tresor)
3. J.M. Silk-All In Vain (Jack Trax)
4. Bostro Pesopeo-Falls (Hercules & Love Affair Rmx) (Permanent Vacation)
5. Chilly-For Your Love (Idjuts Edit) (Polydor)
6. Amant-New York Nights (Paris Int’l Records)
7. Thompson & Lenoir-Can’t Stop The House (House Jam)
8. Madleen Kane-Cherchez Pas (Uniwave)
9. Jorge Ben Jor-Oe Oee (Nagoya)
10. Yellow Magic Orchestra-1000 Knives (A&M Records)

Elektron Maşina TamPuan

1.) Havantepe-Air (Styrax Leaves)
2.) The Others-Bushido (Caspa Remix) (Dub Police)
3.) Selim Demirdelen-No Out (Elec-Trip Records)
4.) Onor Bumbum & Smadj-Geriye (CD-R)
5.) Art Of Noise-Moments In Love (Caspa Remix) (Dub)
6.) Arman Akıncı-Untitled #2 (CD-R)
7.) Zi Punt-Any Old Way (Elec-Trip Records)
8.) Dave Gahan-Use You (Maps Remix) (Mute)
9.) Dubchild-Take Me (Reso Remix) (Storm)
10.) Kode 9 vs.Badawi-Den Of Drumz (ROIR)

Elektronmaşina daha önce Trendsetter Dergisi Nisan 2008 tarihli nüshasında yayınlanmıştır. Yayınlanmış makale dizisi içerisinde okuyamamış takipçilerimiz için şimdi Deuss Makina’da…

>Deuss Ex Machina # 203 – Una Vecchia Vigilanza Sullo Scrittorio

Leave a comment

>

Kay(ıp)bedenler K/lan+-Dereasonable (VV)arp Presents
Deuss_Ex_Machina_203_–_ Una Vecchia Vigilanza Sullo Scrittorio

03 Mart 2008 Pazartesi gecesi “canlı” olarak gerçekleştirilmiş programın parça dizinidir.

>>>>>Musique

Guest : Oğuz Kaplangı & Chi K. / Zi Punt / Elec-Trip Records
>1<-Zi Punt-Small Time Crooks (Elec-Trip Records)
>2<-Norrda-I Know (Tan Tunçağ Remix) (Elec-Trip Records)
>3<-Oğuz Kaplangı-Buzz-Phorus In Secrecy (Elec-Trip Records)
>4<-Zi Punt-Who Knows (Elec-Trip Records)
>5<-Selim Demirdelen-No Out (Elec-Trip Records)
>6<-Chi K.-Name (Elec-Trip Records)
>7<-Zi Punt-Any Old Way (Elec-Trip Records)
>8<-Portecho-Looseyourhead (Elec-Trip Records)
>9<-Zi Punt-Sleepless (Elec-Trip Records)
>10<-Zi Punt-Nudge (Elec-Trip Records)

Una Vecchia Vigilanza Sullo Scrittorio Bölüm (203) – Titreşimler, Salınıp Duran Aksine Baskı Kuruyor. Yokolan İmgende Kayıp Aranıyor (eAXu9P)

>>>>>Bildirgeç
Belleği yoklamanın, yoklanan hatıratı çoğaltmanın, üzerinden asırlar geçmiş gibi gelse de asıl çok yanımızda, yanı başımızda duran olguları canlandırmanın bir yöntemi, yardımcısı olan bir tanım “ritüel”. Keşmekeşlik içerisinde, kesmeşeker kıvamında eriyik bir hale dönüşmek zorunda kalan gündelikliğin dışında arada bir hatırlananları simgeleyen bir kavram bütünü. Günü gelmiş olduğu için değil sadece, biyolojik takvimimizde de kendini belli ettiği için farklı çıkarsamalarını gerçekleştirebileceğimiz günler bütünü, tümü. Didaktik, tekdüzeliğin sınırlarından çelimsiz bir anlama / anlamama olgusuna kendisini kaptıran modern beşerlerin geri besleme noktası. Pek çok şeye üstünkörü bir bakışım ile zaten dar olmasından sürekli yakınılan bir zamansızlık kavramı içerisinde, “rütel” durağan ve görece sakin bir evreyi ortaya çıkartmakta. Hazırlanmadan, öylesine ani, çat kapı eşliğinde duhul edilen zaman tamlaması, tamamlayıcısı…

Dönüştürülen, birbirleriyle ilintilenen önermelerin bütününde de karşımıza farklı bir imgelem ile çıkan bir yol ayracıdır aynı zamanda “ritüel”. Devrik, takıntılı tümcelerin anlam karmaşası gibi kendini hemencecik ele vermeyen, çözmesi biraz zahmetli olsa da edinilen her yeni çıkarsama ile farklı katmanlar ortaya çıkartabilmemiz olası, dahası da yaşanası bir olgu bütünü, yaşam tümleticisi. İmgelerin giderek sanal bir kurmaca haline dönüşmeye başladığı, tek eğlenceliğimiz olmaktan bir türlü çıkmayan – fişini çek diji- renkli ekranın vasati bir görünümünden daha feylezofik bir durum da söz konusudur iş bu dizin içerisinde. Aniden çıkagelir demiştik, bir hazırlanmaya es bırakmadan olabildiğince, kalabildiğimizce düz hallerimizle bizleri bekleyen bir durum aslına bakarsanız “ritüel” değerli okur. Bölüşmüş ve ayrıştırılmış değil, ham halleriyle tadımlık bir keşfin çağrısı da kelimenin özünde bizleri bekler, denemişlikten bir pah uzaklaşabilmek için…

“Ritüel”i anlam bakımından kuvvetlendiren, değerini arttıran veya algıyı kolaylaştıran en önemli ayrıntılardan birisi olarak da yaşadığımız kentleri örnek gösterebiliriz. Gelişmişliği giderek grileşmeye başlayan, bir örnek toplu konut izlerinden, -ağaç nerde?- koskocaman avmler ormanının çehreyi iyice daralttığı, çerçevenin en dışında kalanların her zaman olduğu gibi görünmez kılınmaya çalışıldığı, tekrardan sakınmayan bir hata zincirlemesine sahip olan kentlerimiz. Onlarsız ne var olabilirdik, ne kendimize yeni seviler keşfedip hayatımızda değişiklikler yapabilirdik, mutlu olabilirdik. Ne konuştuğumuz konularda ardılımızda bir fon bulabilirdik, ne de kelimelerin kifayetsizliğinde en derin mesajları veren şehir görünümlerine ulaşabilirdik. Dahası bu kakafoni içerisinde pek farkında olamasak da birbirimizin birer tamamlayıcısı olduğumuzu algılayabilirdik. Sözlerin sihri ile yazılmış kelamlar gibi, insanlarının vakıf ettikleri işler, yerine getirdikleri ritüeller ile manidar kıldığı, yaşanılması ehven de olsa kolaycıllaşan şehirlerimiz. Gündelikliğin uzağında, ama birkaç adım öteye uzandığınızda döngüsünü yeniden yeniden kurabilen bir “ritüel” odağı.

Şehr-iStanbul’da bu minvalde kesişimleri, anlık süprizleri, sevinçleri ve göz yaşları ile bir bütün halinde yaşamsallığı paydalayan bir “ritüel” çehreleyicisi. Gerçekliğin acı taifesinden, eskiyi mumla aratan bir imgelem ortaya çıkarmış olsa da İstanbul, yenilenmenin illa ki ezici bir eskiyi silme operasyonundan ibaret olmadığını kanıtlamak istercesine, arada göstermeyi esirgmeyen yönleriyle hala yaşatan konumunu devam ettiriyor. Hissettiriyor. Çözümlemenin getirisi olarak, ayrıştırılmış bir sterilizasyondan uzaklaşan, bariz melankolik, deneysel ve sesi soluğu olan bir “ritüel”in taşıyıcısını ortaya çıkartıyor bütününde, şimdilerde. Kesin kuralların ve değişmez önyargıların insanlar tarafından dipdiri tutulduğu yer kürede, latife olsun diye değil gerçekten farklılığa bu kadar kucak açabilen kent sayısının da bir elin parmaklarından daha az olduğun altını çizelim.

Deuss Ex Machina programı içerisinde de müziği bir “ritüel” olarak ele almak, derinlerine indikçe, yaşanılan şehir ile bağlantılayabilmek, hayattan kesitlerin notalardaki karşılıklarına dair çıkarsamaları yapabilmek en büyük gailemiz. Sözlerimiz dönüp dolaşıp, başka başka kapılara çıkarmış olsa da bizleri aslolan mevzumuz “müzik” olduğunu ise sık sık belirtiyoruz, bu satırlar aracılığıyla. Dönüşen ve evrilen kent kültürü içerisinde, müziğin şekilcilikten kurtarılıp alternatif yollarında karşımıza çıkan işler bu çatıyı oluşturabilmemizi, daha sağlam yapılandırmalar kotarabilmemizi sağlıyor. Pazartesi akşamı canlı olarak gerçekleştirdiğimiz programımız içeriside de bu minvalde, 2002 yılından bu yana yayınladığı ve/veya üzerinde çalıştığı her proje ile adından söz ettiren alternatif müzikteki sayılı prodüktörlerimizden biri olan “Oğuz Kaplangı”yı Zi Punt projesindeki ekipdaşı “Chi K.” ile beraber konuk ederek sizlere tanıtmaya çalıştık. Son çalışmaları “Nudge Nudge” albümüne dair notlarımız ile “Zi Punt”u hafta önerimiz olarak sizlerle paylaşıyoruz. Geçtiğimiz 2007 yılının Ağustos ayı içerisinde Elec-Trip Records etiketinden yayınlanmış olan İstanbul Calling Vol.2 toplama albümünü sizlere önerimiz olarak paylaşmıştık. Hemen hemen her sokağında farklı bir melodinin yankılandığı, türler arası geçişlerin bile çok dikkat edildiğince algılanabilecek kadar iç içe geçmiş olduğu kent müziğinden ara pasajlar toplama albümde dinleyicilerle buluşmuştu. Yürürlükte olan üretim kolaycılığından ziyadesiyle uzaklaşmış, ses odaklı, tıpkı şehrin tüm bu alacası bulacası içerisinde kaybolmaya yüz tutmuş pek çok ayrıntısında olduğu üzere, dimağı besleyen nitelikli kesişimler ve sözel açılımlar kaydı olarak sunumlandırılmıştı. Bu toplama içerisinde Uğurcan Sezen ile Oğuz Kaplangı’nın temellerini attığı “Zi Punt” projesi de çalışmalarını dinleyicilerle paylaşmıştı. Hüseyin Bitmez’in “Her Daim” parçasını soluğunuzu tutarak dinleyeceğiniz, tasavvufi ayrıntılar ile donanmış remiks, Evren Uysal’ın Dünya’nın kaynaklarını tüketmemizi sorguladığı “A Votre Santé” parçasına drum & bass çeşnili düzenleme ve zamane teranelerine dair göndermeleri, caz vurgulu elektronika ile duyuran “Who Knows” parçası ile ilk kulak aşinalığımız sağlanmıştı. Birbirleri ile uyumlu melodramatik ses öğelerinin elektronik türler ile harman edildiği, kurgunun sadece tek bir yönüne bağlı kalınmadan, deneysel işlerin de artık dinleyicilerle buluşabildiğine dair çıkarsamalar yapabilmemiz sağlanmıştı. Etnik öğelerin kararında kullanıldığı, sufidelic takısı ile doğunun, funk öğeleri ile batının müziğinden de kesitlerin aktarıldığı ve elektronik müzik ile anayol’a bağlantılandığı bir çehre Zi Punt’un ilk dönemini oluşturmaktaydı.

Radyo Odtü’nün kurucu kadrosunda yer alarak radyoculuktan (müziği oluşturmanın ve temel birikimleri elde edebilmenin en önemli basamağı) seyrüseferine başlamış bir isim olan Oğuz Kaplangı’nın müzikal geçmişine kısa bir bakışımda da pek çok farklı yönünü keşfetmek olasılık dahilinde. Hemen hemen içeriğine katkısının bulunduğu her projede, farklı yönelimler ile alternatifi dinlemek isteyenlere yol gösteren bir müzik adamı profili karşımıza çıkmakta. Gitarını konuşturduğu türler ötesi Rebel Moves günlerinden, keskin hatlar ile birbirlerinden ayrıştırılmış ve çok ufak müdahalelerin bile kötücül sonuçlara yol açtığı etnik elektronik müzik içerisinde Techno Roman Project gibi işin hakkını veren cesur projelere, geçtiğimiz iki yıl içerisinde, elektronik müziğin ülkemizde de olabildiğince iyi üretilebileceğine kanıt olan Deniz Cuylan ve Tan Tunçağ’ın Portecho projelerinin prodüktörlüğüne uzanan geniş bir skala da “müziği” dinlemek isteyenler için gerekli olan atılımların altında imzasını görüyoruz. “Zi Punt” un geçtiğimiz günlerde yayınlanmış debut albümü “Nudge Nudge” da yine yeni yeniden önermeleri derleyerek, trendler ile görece ana akım içerisine dahil edilmiş “electro-rock” disiplininde işin ehli bir kayıt bütünü olarak dinleyicilerle buluşuyor. Birkaç satır öncesinde değindiğimiz üzere Kaplangı’nın Uğurcan Sezen ile temellerini attığı Chi K’nın vokalleri ile tümlenen “elektronika” vs “sufidelic” ses eriminin İstanbul Calling içerisinde karşımıza çıkan örneklerinden, daha organik ses elementleri barındıran ve şehrin şimdilerinin müziğine dönüşümünü barındıran bir yön değişikliği olduğunu belirtmeliyiz. İşin mutfak (prodüksiyon) kısmında yer alan Sezen’in yanı sıra gruba İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nin eğitmen kadrosunda yer alan Reuben De Latour’un aka Orange in Ocak ayında projeye dahil olması ile “Zi Punt”un kadrosu da şekillenir.

Canlı performansa son derece uygun yatay geçişler barındıran, ses öğeleri kullanımı ile deyim yerindeyse “sıkı” bir müzik “Nudge Nudge” albümünde dinleyicilerle buluşmakta. Sadece elektronik, sadece rock, sadece alternatif gibi tek bir etiketi kabul görmeyen bir müzikal izlek. Rolling Stones dergisinin Kasım sayısında dinleyicilerle buluşan Electro-Trip Vol.1 İstanbul dan Elektronik Açılımlar toplama albümünde dinlediğimiz, albümün de açılış parçası olan, türdeşi olduğu pek çok batıcıl örneğinden daha fazlasını barındıran, isminde olduğu gibi “dürtüp” uyandıran “Nudge” ile dinlence başlıyor. Keskin hatlarla örülü, elektro gitar’ın synth’ler ile dönüştürülmesini betimleyen, doygun ritim coşkunluğuna sahip diskoesk kurgunun temsilcisi “Majestic Bear”, albümün gizli çıkış parçalarından birisi olan boogie elektro ritimlerin, gitar tonları ve türlü çeşit ses örneklemi ile toparlandığı, Miami Vice’ın 2000’li yıllara uzanmış haline düşündürten “Sleepless”, uykusuzluğa ironik bir dille çözüm önerilerini beraberide sunumlandırıyor. Electro-clash’in müzik dünyasında yükseldiği günlerden yadigar, kirli ses kolajları ile distorte dans müziği kurgusunu irdeleyen, Chi K’nın vokalleri ile 80’lere ışınlanmamızı sağlayan, eleştirel tonlu “You’ve Got It All”, Breakbeat’in son birkaç sene içerisindeki müzikal değişimine paralel bir çizgiyi mimleyen, vokoder ile değişime tabii tutulmuş vokallerin “Haçienda”yı ayağınıza kadar getiren örneği “Any Old Way”, Italo Disko’nun şaşâsını ara pasajlar ile kurguya dahil eden, gitarın tüm haşmeti ile elektro sınırlarına taşıyan, şöhretle dolu dolu yılların harcanmasının ardından bir durum muhasebesi yapmaktan bile çekinenlere ithaf edilmiş “Burn”, sadık dinleyicileri arasında hala gözde bulunan bir tür olan, bugün dinlediğimiz onlarca farklı türde tınının ilham kaynakları arasında gösterilen “New Wave”in Zi Punt yorumuna ulaşabileceğiniz, hafif karaltılı bir durum muhasebesi “Occasionally”, elektro ile rock’ı bir potada buluşturan, çaldıkları her dinleti ile kutsadıkları insanlara yeni eşiklerle buluşturan “Justice”den devir alınan, temponun iyice coşkun bir hal aldığı, dans etmenin ise farz kılındığı bir parça olan “Zift Phunk”, aksak ritimlerin çağrısını, iletken bir melodika ile yansıtan programımızın açılışında paylaştığımız “Small Time Crooks”; bizleri müziğin görece farklı yüzeylerinden bir dinleti bütününe ulaştırıyor.

Uzunca bir çalışma dönemi sonucunda, derlenip biriktirilen ses öğelerinin alternatif mizansenler le dinleyicilere sunulduğu bir kollektif “Zi Punt”. Türler arası geçiş özelliklerini son derece kıvrak bir biçimde dengeleyebilen, bununla kendilerine yepyeni bir ses örgüsü oluşturabilen bir ekip. Yerli üretimlerin giderek daha çok sesini yükselttiği bir dönemde, alternatifi arayanlar içinse deneyimlenmesi gereken bir müzikal çeşitlilik. “Zi Punt”un bir “ritüel” olarak müziğin farklı cephelerinden toparladığı seslere kulak verin, eminiz pişman olmayacaksınız…

Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina / Dea Ex Machina ile devam…İyi Haftalar…

Allame-i Ulul Arz’dan Ara Nağmeler
Elec-Trip Records
Elec-Trip Records At Myspace
Zi Punt At Myspace
Zi Punt At Last.FM
Chi K. At Myspace
Reuben De Latour At Myspace
Istanbul Calling At Myspace

Norrda At Myspace
Norrda Infinite Face Video
Selim Demirdelen At Myspace
Portecho At Myspace
Portecho At MTV Türkiye

Enternasyonel Gürül/(tü)Gürül Çağlama Clicks,Cuts,Micro,Id,Neo Galactica,Space Tunes, Indie,Mini-m@l,Textart,64 Bit Konvasiyonel Techno Musikileri-Esenlikle Dinleyiniz.

Her Türlü Eleştiri,Öneri vs .İçin İletişim Kanallarımız;
info[nospam]dinamo[dot]fm – http://www.dinamo.fm/ – misak[nospam]dinamo[dot]fm http://deuss-makina.blogspot.com/

Her Pazartesi Gecesi 22:00 -23:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8 ———————————————————
>>>>>Info Go-R-Sel Phunk! – By Ricardo Brasilia
© Ricardo Brasilia
Zi Punt Photos Courtesy From Elec-Trip Records

>>>>>Poemé
Yol İkiye Ayrıldı – Robert Frost

Yol ikiye ayrıldı güze batık ormanda,
Gezemediğim için üzgünüm ikisini de
Bir gezgin gibi tek başına, uzun süre
Durdum, baktım en uzaktaki yola
Bükülüyordu çalılıkların arasında;

Ardından ötekine saptım güzellikten nasipli,
Kim olsa onu seçmez miydi zaten,
Çimenlerle kaplıydı fethedilmekti niyeti;
İşin doğrusu yolların her ikisi de
Gerçekte eşit ölçüde aşınmıştı,

Ve ikisinde de seher eşit uzanırdı
Yapraklara, ayak altında kararmamıştı renkleri
Âh, ilkini bir başka güne bıraktım!
Anlamadan bir yolun başka bir yola kavuştuğunu,
Kararsızdım gidersem dönemem asla geri.

Anlatacağım derin bir âh ile bu durumu
Yıllar yılı her yerde her zaman:
Yol ikiye ayrılmıştı ormanda ve ben–
Daha az katedilmiş olanı seçtim,
Ve bütün ayrımı yaratan da buydu.

Tuğrul Asi Balkar’ın Tercümesiyle